Copy of Göz ve Görüş

Hoşgeldin,

Geçmişte sokakta oyun oynamak dışında pek bir şey önemsemeyen bir çocuk vardı. Bu çocuğa 8 yaşında sınıfta öğretmenin tahtaya yazdıklarını net göremediği için gözlük verildi. Çocuk gözlük takmaya başladı ve ilk başlarda baş döndürücü şekilde özelliklede yere doğru baktığında zemin kendine doğru yaklaşıyordu. Çocuk ilk başlarda gözlüğü kabul etmiyordu; gözlüğü takmak, çıkarmak ve camlarını günde birkaç defa temizlemek hoşuna gitmemişti ve gözlük başlarda bir zorunluluk değildi. Yazıları çıplak gözle az da olsa seçebiliyor ve sınıf tahtasında yazılanları defterine geçiriyordu. Çıplak gözle bakarken yazılanları anlamak ve deftere geçirmek sadece arkadaşlarından biraz daha geç sürüyordu. Tahtadaki bulanıklığın nereden geldiği bilinmezdi… Ki merakta etmiyordu, umrunda değildi ne olup bittiği. Diğer çocuklar gibi sadece oyun oynamak derdindeydi. 

Okuldan bir gün eve döndüğünde evdekiler çocuğun gözlüğü takmadığını fark ettiler. Hep bir ağızdan o gözlüğü takması gerektiğini, doktor boş yere vermediğini söylediler. Kim ne derse desin bu mavi renkli gözlük pek hoşuna gitmemişti. Çocuk evden sokoğa çıkmak istediğinde evin dışkapısının dışında ayağı takılıp düştü yere. Nasıl düştü, niye düştü pek umursamadı ve evdekiler haberlendi. Ev halkı durumun vahim olmadığını görünce devam ettiler ve gözlük takmadığından böyle oluyor diye söylendiler çocuğa. Bu söze inanıverdi oracıkta, düşmesinin sebebi göremediğinden mi yoksa sadece ayağının takılması mı, sorgulamadan taktı gözlüğü.

Gözlüğü takan çocuk yine okuldayken sınıfta öğretmenin yazdıklarını rahatça okuyor ve tahtada yazılanları defterine arkadaşlarına benzer hızda geçirebiliyordu. Yanındaki sıra arkadaşına sormuyordu geride kalıpta yazamadığı yerleri. İyice alışıvermişti günlerdir taktığı gözlüğe. Bir ara gözlüğü çıkarıp tahtaya baktı ve farklı birşeyler oldu, etrafta farklı bir bulanıklık vardı. Daha öncesinde olmayan birşey. Gözlüksüz yazılar neredeyse tamamen bulanık görünüyordu ona. Uzakta veya yakınında farketmez azıcık bir bulanıklık vardı. Gözlükle daha netti herşey. Netliğe dönmek istedi ve gözlüğü geri taktı hemen. 

Liseye geçmişti. Liseye geçiş sınavı Teog’dan iyi halli bir paun alıp Fen lisesinin ardından gelen bir okulu kazanmıştı. Okulda ortam gayet iyiydi. İlk günlerde ortaokul dönemindeki ilgiyi ve yakınlığı yeni okulundaki dsiplin ve resmiyetle değiştirmek istese de sonrasında arkadaş ortamı ve birkaç samimi bulduğu öğretmen uyuttu bu isteği.

Yeni okulunda bir kaç gün geçtikten sonra bir futbol maçı oynayabilecek kadar arkadaş edinmişti. Okul bahçesine çıktı, top oynacaklardı. Arkadaşlarından bazıları hep bir ağızdan baığrmaya başladı. 

“Gözlüğü çıkar, gözlüğü çıkar, top çarparsa kırılmasın”

Haklıyıdılar ve gözlüğü çıkardı. Lakin gözlüğü çıkardığında yine farklı birşeyler oldu, etrafta çok daha fazla bulanıklık vardı. Yine de deavm etti. Biraz oynadıktan sonra çıplak gözle takım arkadaşlarını zar zor seçebileceğini anlayınca gözlüğü geri taktı. Biraz gıcığına gitti maç oynarken “gözlük takmak ” zorunda olmak. Bu bu bulanıklığı daha önce neden yaşamadı? Yoksa vardı da gözlüğü çıkarınca yeni mi farketti? 

Okulda günler eğlenceli geçiyordu ve babası liseye geçtiği için ona telefon aldı. İlk su geçirmez telefonlardan iyi bir markalı telefondu. Daha öncesinde yakın arkadaşlarının oynadığı oyunları merak ediyordu. Ortaokuldan gelen bir oyun merakı lisede telefon eline geçince tekrar uyandı. Arkadaşlarıyla telefon oyunlarına sardı. Oyunu sınıfta oynayan kişi sayısı bir klan kuracak kadar vardı. Bir oyun ardından başka bir oyun daha… Başlarda dışarda onlarca yaptıkları yaramazlık, futbol, basketbol içerde telefon ekranı karşısında oynanan oyunun gerisinde kaldı. 

Üniversite sınav zamanı giderek yaklaşıyordu. Lise üçteydi artık ve bulunduğu tayfa okulun çöm tayfası olmaktan çıkmıştı. Okulun eylül, ekim, kasım ve aralık ayları gayet tıkırında giderken ocağa geldiğinde tahtada yazılanları net göremez oldu. Biliyordu artık doktora gitmesi gerektiğini ve yeni bir gözlüğe geçececğini. Lise dörde kadar yeni iki gözlük değiştirmişti. Lise dörtte ise yine tahtayı göremediğinden gözlük değiştirmek için doktora gitti. Bu seferki gidişinde doktora biraz sitemle her geldiğinde göz numarasının arttığını ve neden durmadığını, bunun bir çözümü olması gerektiğini ve bu tip çoğu konuda genelde herkesin aklına gelen yurtdışında ne olup ne bittiği sorusunu yöneltti. Gittiği doktor alanında kaliteli bir doktordu ve ilerde gözlerini lazerle çizdirebileceğini bu olmazsa ameliyat olabileceğini ve yurtdışından tedavi olmak için kendine gelen kişiler olduğunu söyledi. 

Doktor odasından ayrılıp eve doğru yol aldı; çözüm ilerdeydi, ileriki bir zamanda…

Bu çocukla benzer durumdaysan yada uzak görüşünde bulanıklık olup henüz gözlük takmadıysan veya ilk gözlüğünle devam ediyorsan ve görmeni geliştirmek istiyorsan doğru yerdesin. 

Görmeyle ilgilendiğinde doğal olarak görme anatomisiyle ve görüşün kendisiyle ilgilenirsin. Göz numarası görme anatomisinde en belirgin olarak gözün önden arkaya olan eksenel uzunluk uzadığında ve gözdeki kaslar kasılı kaldığında artar. Eksenel uzunluk bir miktar uzadığında gözün arka kısmı uzama miktarına göre geriye doğru çekilir. Gözün arkasına odaklanan ışık ışınları 

gözün arka kısmı geriye doğru çekildiğinde odaklandığı yer geriye doğru çekilme miktarı kadar önde odaklanır. Önde odaklanan ışık ışınları gözün arka kısmına tam ulaşamaz ve uzak mesafeli yerleri bulanık görürsün. Uzak mesafede bulanık görmeye başladığında göz doktoruna gider ve bulanıklığı gözlükle telafi edersin. Gözlükteki merceklerin diyoptri gücü (sahip olduğun göz numarası) en belirgin olarak eksenel uzunluğunun uzama miktarına göre belirlenir. Gözün önden arkaya olan eksenel uzunluğun 1mm uzadığında net görme için yaklaşık 2 diyoptrilik merceğe ihtiyaç duyarsın. 2 Diyoptrilik mercekleri taktığında mercekler ışık ışınlarını tekrar gözün en arkasına doğru odaklanacak şekilde düzenler. Bunu yapan yapay merceklerdir ve daha komplikesini yapan doğal mercek gözün ön kısmında bulunur. Gözün ön kısmında bulunan göz merceğide de ışık ışınlarını gözün en arkasına doğru odaklayacak şekilde düzenler. Lakin gözün önden arkaya olan eksenel uzunluk uzadığında göz merceği ışık ışınlarını yeni uzunluğa erişecek şekilde düzenleyemez. Ona destek olacak yapay merceğe ihtiyaç duyar. Gözlüğe net görüş için ihtiyacın kadar diyoptrili yapay mercek taktığında ve gözlüğü kullanmaya başladığında ikisi birlikte çalışmaya devam eder. Ne kadar süredir gözlük taktığına bağlı olarak net görmek için o kadar şiddette yapay merceklere bağımlılığın olur. 

Eksenel uzunluğun uzamasının tersi yönünde hareket ettiğinde gözün önden arkaya olan uzunluğu kısalır. Önden arkaya doğru kısalan gözün uzunluğu, en belirgin olarak göz merceğinin ve diğer göz yapılarının; ışık ışınlarını gözün arkasına odaklayacabilecek uzunlukta olduğunda yapay merceğe bağımlı olmayı geride bırakırsın ve gözün kendi yapıları net görmen için yeterli olacaktır. 

Eksenel uzunluğu kısaltmaya başladığında görme anatomisi ve görme anatomisini kapsayan genel anatominin tamamı bu yeni duruma alışkanlık kazanma sürecine girer. Bu sürecin başlarında gözde gerginlik, uzun süreli olmayan geçicş baş ağrısı, baktığın şeyleri ikili ikli görme ve belki kişiye özgü başka durumlar yaşarsın. Lakin her biri geçicidir. 

Attachment.png
Görüntü.png
Scroll to Top